“Kader işte.” “Bir yaz günüydü.” “Biçerler gelmişti köye.” “Bir şeyler olacağını anlamıştı.” “Odasına gitmeden su istemişti benden.” “Daha önce de gördüm o arabayı buralarda.” “O gözlüklü...
Herkesin outlook hesabına aynı e-posta düştü. Saat onbirde toplantı odasında… Belirlenen saatte herkes oradaydı. Rutin işlerin üzerinden geçildi, yeni planlamalar yapıldı. Raporların Selpak şirketine hatalı gönderildiğini...
açtık çok açtık çok çok açtık ekmek istedik kadın istedik tanrı istedik (Arkadaş Zekai Özger) Gündüz mü gece mi? Pek anımsayamıyorum artık. Görülmeyen, işitilmeyen ve durdurulamayan...
Ağır ağır kalkarak mutfağa doğru gitti. Masanın üzerinde bulunan kavanoz dikkatini çekti. İçerisinde karışık çerez bulunan kavanoz, kapağı açık şekilde orada duruyordu. Hemen içerisindeki leblebi tanelerini...
Islak zemin, bir tüy gibi havalanmasına neden oldu. Korkuyordu ama kaymaya devam ediyordu. O kadar uzun gelmişti ki ona bu süre, bir an önce düşmeyi diledi....
Bazen oje sürmek isterdi. Bu arzusu tramvayda alevlenirdi. Dur kalk duraklar arasında yaşıtı ya da değil ; genç kızlar, orta yaşlı kadınlar hatta rahmetli anacığı yaşasaydı...
Hiç bir şey düşünmeden yürüyordu. Işığı yitirmiş gözleri kaldırım çizgilerine takılınca durdu. Kaldırımdaki çizgilere uzun uzun baktı. Ne vakit kaldırımda yürüse kaldırım çizgilerine basmak içinden gelmezdi....
Buzluktan bir paket tavuk çıkarıp akşam yemeğinde yiyecekti oysa. Buzluktaki tavuklar, sanki dışarı çıktıkları andan itibaren çözülüp eriyeceklerini biliyorlar, dışarı çıkmamakta direniyorlardı. Oysa dünyanın bu bölgesinde...
“Kamuran! Senin iş yalan olur.”Ne adım Kamuran’dı ne de yalan olabilecek bir işim vardı.Duymazlıktan gelip, yoluma gitmem gerekirdi.Ama duydum. Ama işitti kulağım.Ne diye dönüp baktım arkamdan...
Yakası eprimiş beyaz gömleği ve giyilmekten kirleri katmanlaşmış kahverengi kadife pantolonu ile sanki bizim zamanımızdan çok uzak bir zamanda yaşıyordu. Bu sebeple; şu anki zamanda yaşayan...
Kapı açılınca oğlumuzun battaniyesine bir aydınlık sızdı. Yine fuşya gömleğini giydiğini o içeri girince fark ettim, gözü sehpaya iliştiğinde düğmelerini ilikledi. Gözlerini dikmiş, sadece bana bakıyordu....
Yirmilerinin başından beri yanında gezdiriyordu. Dün tanıştığı kişi ile bugün karşılaşsa defterine ufak bir göz atar, dünkü kendi nasıl biri böylece anlardı. Defter dolmak üzereydi, artık...
Bavê min ê di seranserê jiyanê de, ji tixûbên bajarê ku ji dayik bûbû derneketibû, wextê ku li ber sikratê bû, xwarê guhê min bû gote...