Röportaj
Esme Sarıtaş – Bir Martının Çığlığını Duydum
Seda Belkıs: İlk kitabınız, Uzaktan Sevmeler Ustası şiir kitabınızın ardından Bir Martının Çığlığını Duydum isimli öykü kitabınız çıktı. Şiir ve öykü yazarken birbirini nasıl besliyor? Tecrübelerinizi paylaşır mısınız?
Şiirler de kendi içlerinde kısa birer öykü barındırıyor aslında. Öykülere kıyasla zamandan mekândan bağımsız ve daha gizemli olması ile birlikte kulağa hoş gelen bir ritim içinde daha estetik bir şekilde az kelimeyle çok şeyi anlatıyor. Her mısra, yazardan bağımsız okurun yaşamıyla şekillenip anlam kazanabiliyor. Yazım hayatıma ilk şiirle başlayan biri olarak öykü yazarken biraz zorlandığımı itiraf edebilirim. Aklımdaki olayı, kurguyu bir solukta anlatmak ya da devrik cümleler kurmak gibi durumları zamanla düzeltmeye çalıştım. Şiir içinize işlemişse oradan çıkartmak öyle kolay olmuyor. Aslında çıkartmak da istemiyorum. Öykü içerisinde şiirsel cümleler kurmayı seviyorum. İkisi iç içe neden olmasın ki?
Seda Belkıs: Yazı serüvenini nasıl başladı? ‘Yazmak istiyorum’ ilk ne zaman ve hangi olayla aklınıza düştü.
Düz yazı serüvenim ortaokulda kompozisyon dersinde, Emirgan Korusu’nu mükemmel bir şekilde betimlediğim ödevde, (Benim yazdığıma inanmamışlardı. Oysa çocukluğum orada geçiyordu.) korudaki Karaca heykeline Geyik dediğim için notum kırıldığında başlayıp biten zamanı saymazsak 20’li yaşlarda, sahibine ulaşmayan sadece günlük gibi içimi döktüğüm mektuplar yazarak başladı. Bir gün yaşadığım bir durumun anlaşılabilmesi için birini okutmak zorunda kalınca, okuyan kişi yazdıklarımdan etkilenmiş bir halde “Kalemin kuvvetliymiş” dediğinde, belli belirsiz bir şekilde yazabilirlik tohumları atılmıştı yüreğime. Uzun yıllar sonra bilinmedik bir zamanın bilinmedik bir anında, aklım yüreğimden referans alarak yazma serüvenini resmi olarak hayata geçirdi.
Seda Belkıs: Kitaba ismini veren Bir Martının Çığlığını Duydum öyküsünde aile içi şiddete tanıklık ediyoruz. Ve hâlâ o hayatı devam ettirmeye çabalayan bir kadına. Sizce bir kadın bu döngüyü nasıl kırar? Ne zaman kuleden atlar?
Her kadının hayattan beklentileri, yaşam amacı, olaylara bakış açısı farklı olmakla birlikte bir kadın evliliğini bitirmeden önce kurtarmaya çalışır. Elinden gelen tüm yolları dener. Artık hiçbir yol kalmadığında ise ya bitkisel hayata girer ya da sürüne sürüne de olsa özgürlüğüne açılan pencereye ulaşarak yolduğu saçlarından yaptığı örgülerle kuleden atlar.
Seda Belkıs: Üzerinde çalıştığınız yeni projeniz var mı?
Var gibi. Gibi diyorum çünkü bir süredir kafamda dönüp duran belli belirsiz görüntüler, kurgular var. Fakat henüz yüreğimle senkronize olamadığından netleşip tam bir projeye dönüşemedi. Çünkü epeydir yüreğin gündemi oldukça yoğundu. 🙂
Seda Belkıs: Korku Krallığı öyküsünde Sivas Katliamını anlatıyorsunuz. 1993 yılında oldu bu. Sizce o günden bugüne bir değişiklik var mı? Ülke yaşadığı bu korkunç toplumsal olaydan ders çıkarıp engelleyici önlemler aldı diyebilir miyiz yoksa hâlâ tehlike devam ediyor mu?
Evet, Korku Krallığı’nda, bir nesnenin gözünden Sivas katliamını anlatıyorum. Çağ olarak her ne kadar her şey kötüye gidiyor gibi gözükse de insanların uyanmaya başladığını, doğruyu yanlışı ayırt etme becerisine sahip olduklarını, eğitim yetersiz olsa da bilgiye daha çabuk ulaşılabildiklerinden harekete geçmeden önce sorgulayıp araştıracaklarını düşünüyorum.
Bütün bunlarla birlikte, bu ve benzeri durumlar için hükümetlerin yeterli ve etkili önlemler almadığı, bunun yanı sıra ayrıştırıcı tutumlarıyla yeni olaylara zemin hazırladıkları yıllar içinde yaşanan birçok olay nedeniyle gün gibi ortada ne yazık ki.
İnsanoğlu kolay unutan bir varlık. Bireysel iyileşme adına fıtratında az çok bulunan unutkanlığı kullanmayı abartabiliyor. Bazen de kin duyacak kadar unutmamayı seçiyor. Oysa fevri davranmadan önce durup düşünmek, sorgulayarak işin iç yüzünü öğrenmek, vicdanını iyilikle beslemek, egolarından arınmak, ötekini anlamaya çalışmak, saygı duymak, sevgiyle sarmalamak, önlem alma zorunluluğuna da ortadan kaldıracaktır. Hatırlayalım ki birleşmek ayrışmaktan her zaman daha güçlüdür. Aşkla…
Seda Belkıs