İnceleme
Zeynep Eşin – Hayat Hanım’ın Hayaletleri
Öykü seçkileri hazırlayıp, atölyelerde eğitmenlik yapan, çeşitli edebiyat platformlarında öykü, inceleme ve makaleleriyle yer alan Zeynep Eşin, ‘’Ben Bir Hikaye anlatıcısıyım ‘’ sloganıyla 21. Yüzyılın Modern Şehrazad’ı olma yolunda ilerliyor.
Binbir Gece Masalları’nda efsanevî Fars Prensesi Şehrazad, Şehriyar’a binbir gece boyunca hikâye anlatır. Hikâye anlatıcılığı Şehrazat ile Şehriyar arasındaki bir oyundur. Şehrazat hikâye anlattığı her gece, bir gün daha yaşama hakkı elde eder. O, hikâye anlatıcısının bilgeliğini taşır. Dinleyicisine her gece bir önceki geceden daha güzel bir hikâye vadeder. Anlatıyla oyun oynar, hikâyeyi en heyecanlı yerinde keser, dinleyicisini şaşırtır, merak ettirir. Günün ilk ışıklarıyla anlatıyı bir sonraki geceye erteler. Şehrazat hikâye anlatımındaki ustalığı ve zekâsıyla binbir gece boyunca hikâyeler anlatmaktadır. Anlattığı hikâyelerle Şehriyar’ı masalları ile eğitir, erdemli ve iyi kalpli bir insan olmasını sağlar. Böylece her gece ölüme mahkûm edilen kadınların ölüm kararını erteleterek kadınların hayatını kurtarmaktadır.
Eşin, Binbir Gece Masalları’nın efsanevî Fars prensesi Şehrazad gibi 21.yüzyılda öykü alanında yaratıcı yazarlık ve öykü yazma konusunda hazırlamış olduğu “Öykü Yazmanın İncelikleri”, Okumanın İncelikleri ve yazmış olduğu öykü kitapları dışında hazırlamış olduğu seçkilerle çok sayıda yazarın öykü alanında hayat bulmasına katkıda bulunmuştur. Böylelikle Eşin, öykülerle gerçeklik arasına kendi izlenimlerini ve düş dünyasını koyarak günümüz öykücülüğünü modern bir yapıya büründürmesinden dolayı modern öykücülüğün mutlak bir savunucu olarak 21. Yüzyılın hikâye, masal anlatıcısı ‘’Modern Şehrazad’ı olarak tanımlanabilir.
Zeynep Eşin, ‘’Hayat Hanım’ın Hayaletleri’’ İsimli öykü kitabındaki öykülerde Binbir Gece Masallarında anlatılan olaylarının geçtiği yerin ve zamanın belirsizliği, peri, dev, cin ejderha gibi olağan üstü varlıkları ‘’ gerçekle kurmacanın birbirine karıştığı hikâyelerde neyin gerçeğe neyin kurmacaya olduğunu günümüz ‘’Hayalet’’ metaforu ekseninde ele alarak ve öykülerinde kullanmış olduğu binbir gece çerçeve masal tekniği, bilinç akımı, geri dönüş ve üst kurmaca gibi birçok zengin tekniği kullanarak ayrıca zaman dizgesini kırarak okuyucusuna edebî bir doyum sunarak adeta günümüze modern Binbir Gece Masalları’nı aktarmaktadır.
Ayrıca Eşin, geçmişten günümüze insanlık tarihi boyunca gerek toplumda gerekse bireyin kendisinde kapanmayacak derin yaralar açmış savaş, göç, kadın cinayetleri, tecavüzler gibi bir toplumun veya ülkenin genel sorunları ele aldığından izlediği toplumcu gerçekçi çizgisiyle yaşadığımız çağın önde gelen öykücüleri arasında yer almaktadır.
Milan Kundera, kendisine yöneltilmiş olan “Niçin yazıyorsunuz?” sorusuna; ‘’Gülünç bir hayal olsa da, kimsenin söylemediğini söylemek zorunda olduğumuz için yazdığımıza inanırız. Kimsenin söylemediğini söylemek, herkesin söylediğinin tersini söylemek anlamına gelir. Demek ki yazmak, tersini söyleme zevkidir, herkese karşı tek başına olma mutluluğu, düşmanlarını kışkırtma ve dostlarını kızdırma zevki.’’ olarak cevap vermektedir. Eşin; Hayat Hanım’ın Hayaletleri isimli öykü kitabında birçok yazarın söylemekte imtina ettiği konuları öykülerinde cesurca ele almaktadır. (Ortadoğu, Kadın ve Savaş) Ayrıca savaş coğrafyasındaki yıkıcı atmosferde var olmaya çalışan kadınların din ve ataerkil( tecavüz ve ölüm) düzenin kıskaçları altında hayatta kalma mücadelesini, ruhsal ve fiziksel durumları ele alınmıştır.
Elma Ağacının Gölgesinde; Kaosun hüküm sürdüğü güç, mezhep, etnik grup, din kökenli çatışmaların yaşandığı bir savaş atmosferinde bir annenin ve kızı Havîn’in mücadelesiyle kan gölüne dönen Ortadoğu coğrafyasındaki tabloyu gözler önüne sermektedir. Öyküde savaşlarda günümüz kadınların hedef alınmasıyla savaşların toplumlarda meydana getirdiği tahribat gösterilmektedir. Savaşın parçaladığı toplumlarda cinsel şiddetin başlıca öznesi olan kadınların durumunu, kadınların yaşadıkları zorlukları ve savaşın yıkıcılığının getirdiği geri alınamaz kayıpları , tecavüzleri, göçleri gözler önüne sermektedir.
‘’ …Rejim milislerinin insanlara zulüm yaptığını duymuştu. İnsanlar onları “Hayalet” olarak adlandırıyordu, kadınlara ve kızlara tecavüz ettikleri için ten rengi açık olanları tercih ettikleri konuşuluyordu…’’
Hep bir ağızdan, ”Allahu Ekber!” diye bağırıyorlardı. Sonra araçlarına geri döndüler ve kutlama için tüfeklerini ateşlemeye başladılar.
Kadınların Toplum içindeki yerini anlatan diğer öyküler ise ‘’Su, Çilek Reçeli, Kaşık’’ ve ‘’Sadece Devam Et’’ öyküleri göze çarpmakta. Yazar her iki öyküde edebiyatımızda son yıllara sık kullanılan dilin imkânlarını zorlayan bilinç akım tekniği ve geriye dönüş anlatım tekniklerini kullanarak hikâyeyi sınırlı bir bakış açısıyla bakmaktan kurtararak okurun olaylara anlatıcının penceresinden bakması sağlamaktadır. Bu bağlamda Eşin, bilinç akışı tekniğini özellikle modern bir yapıya büründürüp an be an şimdiyi canlandırır okuyucusunun gözlerinde.
Yazar toplum içinde var olmaya çalışan ev kadınlarının yaşadıkları aile içi problemleri ve bu problemlerin ev kadınlarındaki fiziksel ya da psikolojik etkilerini değerlendirmektir. Aile hayatının düzeni ve sürekliliği için kilit rolde olan ev kadınlarını, psikolojik olarak ev işlerinden ziyade aile üyeleri arasındaki problemler ve emeklerinin görülmemesi iç monologlarla okuyucusuna aktarmaktadır.
‘’Ben kahveyi hazırlarken çocuklar gevezelik ediyor, uyurken nasıl “ölü gibi” göründüğümle ilgili bir şeyler konuşuyorlar. Cihaz tükürürken ve damlayan sıcak suyu zemine, tencereye püskürtürken gözlerim yarı kapalı bekliyorum. Bebeğin sabırsız çığlıkları evin içinde yankılanıyor. Tencerenin cam kubbesinin yansımasında, bitkin bir kadın bana bakıyor; yeni bir güne hazır olmayan bir kadın.( ‘’Su, Çilek Reçeli, Kaşık – Syf 42-43)
İyi bir adam olmadığı ortaya çıktı. Evet, onunla iyi anlaştığınızı düşünüyordun. Her şey bir arada sana iyi bir arkadaş, iyi bir sevgili, mutlu da etti seni, hatta anne oldun sayesinde, peki ya sonra …
O mutlu günler çok çabuk geçti. Canan’ın geceyarısı feryatları mı bozdu aranızı? Sana sırt çevirmesine ne sebep oldu? Neden bu kadar değişti? Yoksa buna sen mi sebep oldun? Hepsini anlayacaksın, her sorunun cevabını vereceksin kendine ama bugün değil.(Sadece Devam Et Syf-50)
Yukarıda belirttiğimiz gibi yazarın öykülerinde birçok tekniğe rastlamak mümkün. Yazarın kullandığı teknikler arsında göze çarpan diğer teknik ise doğu anlatı geleneğinin bir ürünü olan daha çok Binbir Gece Masalları’nda karşılaştığımız “çerçeve öykü”, “öykü içinde öykü”, “çerçeveleme”, “iç içe geçmiş olay örgüsü”, “üst-öyküsel anlatı” adlarıyla da tanınan çerçeve hikâye kullanmaktadır. ‘’Ben Bir Hikâye Anlatıcısıyım Öyküsünde’’ yazar öykü içinde öykü anlatarak düşsel gerçeklikle okuyucunda tuhaf bir etki uyandırmaktadır.
Sonuç olarak; Eşin, “Hayat Hanım’ın Hayaletleri” isimli öykü kitabında gerçekle kurmacanın birbirine karıştığı hikâyelerde kullandığı anlatım teknikleri (çerçeve masal tekniği, bilinç akımı, geri dönüş ve üst kurmaca )gibi birçok zengin tekniği kullanarak öyküde üst düzeyde bir çalışma ortaya çıkarmıştır.
Zeynep Eşin – Hayat Hanım’ın Hayaletleri
2024 – Alakarga Sanat Yayınları – 78 Sayfa