İnceleme
Adnan Altundağ- Dünya Kiracısı İncelemesi
Doğukan İşler edebiyat yolculuğuna; 2014 yılında yayımladığı Öykü Yapım Çalışmaları adlı ilk öykü kitabıyla adım atmış ve sonraki yıllarda Rüya Kadar(2016), Dünya Kiracısı(2019) kitaplarıyla yolculuğunu sürdürmüştür. Öykü kitapları dışında farklı türlerde de kitaplar yazmıştır. Yazarlık dışında editörlük mesleğini sürdüren Doğukan İşler, kitaplarla, edebiyatla uzun zamandır ilgilenen, çocuk ve gençlik edebiyatında karakter betimlemeleriyle ve hikâye anlatım tekniğiyle edebiyatımızda çok yönlü eser kazandıran üretken bir yazar.
İşler, yaşadığı dönemi kuşkusuz iyi tanıyan bir yazar. Güçlü bir gözlem gücüne sahip, yaşadığı toplumu iyi analiz ederek hayatın tüm renkleri ve tonlarını öykülerinde hem gerçekçi hem de ütopik bir anlatım tekniği kullanmıştır. Küçük insanların dünyasını okurun kendince hissetmesi bakımından anlatımını ve betimlemelerini her zaman sade tutarak Minimalist bir anlayışla klişelere, tekrarlara ve dar kalıplara itiraz etmiştir. Klasik tarzın dışına çıkarak öykülerine farklı bir arayış ile felsefi bir terim olan Postmodernizm anlayışını edebi çalışmalarında sanatsal bir yapıya büründürerek kelimelere oyunsu müdahaleleri ile kendi özgün öykü tarzını oluşturmuştur.
Dünya Kiracısı ve diğer öykü kitaplarına baktığımızda adeta birer şairler ve yazarlar galerisi, edebiyata adanan usta ömürlere bir saygı niteliğindedir. Öykülerinde günümüz Türk edebiyatın ve dünya edebiyatından yazarların isimleri ve alıntılarına gerek öykünün başlangıcında gerekse öykülerin içerisinde yer verilmiştir. Örneğin E? öyküsünde Georges Perec, Nobel’e Mektup’ta Orhan Pamuk, Dünya Kiracısı’nda Oğuz Atay, Serçe Kuş’ ta Cahit Zarifoğlu, Çamur öyküsünde Tomris Uyar, Kehanet’te Buzzati, Lisân-ı Kedi’nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir’de Spencer Holst ve Kum öyküsünde ise Borges’i anmaktadır.
Ayrıca İşler’in edebiyata adanan ömürlere verdiği önemi daha kitabının ilk sayfasında görebiliriz.
“Tüm unutulan öykücüler için…”
Edebi geçmişimize baktığımızda birçok başarıya imza atmış yazarlarımız mevcut. Günümüzde maalesef bilinmemektedirler. Hem yaşadıkları dönemde hem de ölümlerinden sonra da tanınmayan yazarlarımız var.Güven Turan; öykücülüğümüzde kim varsa hepsinin değerinin yeterince bilinmediğinden bahseder. Zeyyat Selimoğlu ise; öteden beri değerlerini bolca harcayan bir toplum olduğumuzu ve geçim derdiyle öyküden uzaklaşan öykücülerimi olduğunu ifade etmektedir.. İşler; zamanın öykücülerimizi elediği bir çağda hatırlatmanın dışında yazarlarımızın edebiyat alanında çektiği sorunları öyküsünde Nobel Ödülü istemesini mektup ile mizahi bir dil kullanarak anlatması günümüz gerçekliğini gözler önüne sermektedir. Nobel’e Mektup, geçmişte ve günümüzde edebiyat alanında uğraşan şair ve yazarlarımız hep zorlu yaşam koşulları altında yaşamış oldukları anlatmaktadır. Bunlar arasında dünya edebiyatında klasikler arasında anılan yazar bile yer almaktadır. Örneğin; Üç Silahşorlar ve Monte Kristo Kontu gibi çok satan tarihi romanların yazarı Alexandre Dumas’ın ev kirasını ödeyebilmek için tüm değerli eşyalarını, hatta paltosunu sattığı , Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından Edgar Allan Poe ise yılık 3 dolar olan ev kirasını bile ödeyemediği, edebiyatımızda ise; Ece Ayhan, şiirimizin önde gelen isimlerinden Orhan Veli’nin ceketsiz öldüğünü söylemiştir. Benzer bir durum Tanpınar ve Peyami Safa içinde söylenebilir. Tanpınar, son yıllarında parasızlığından bahseder. Etrafındaki alacaklılardan ve cebindeki borç senetlerinin çokluğundan yakınır. Peyami Safa ise, ev kirasını ödeyemediği için evdeki telefonunu satmak istemesi yazarlarımızın çektiği zorluklara birer örnektir. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir.
Toplumcu gerçekçi yaklaşımı ile öyküleri ile İşler, edebiyatımızdaki yazarlarımızın dışında edebiyat mutfağına da bir neşter atmaktadır. “Sanatsal bir eserin ortaya çıkmasında en önemli etken yazar mıdır?” sorusunu bizlere sormakta. Bir kitabın fiziki olarak basılması ve raflardaki yeri alması ardından okuyucusunun eline geçinceye kadar geçtiği aşamalar nelerdir? Yazar kitabını yazıp dosyayı yayın evine vermekle iş bitmekte midir? Edebiyat mutfağındaki zorlu yolculuk nasıl başlamaktadır. Editörün kitabı incelemesi, basım planlarının yapılması, dizgi ve mizanpaj, sözleşmeler, bandrol alımı, basım ve dağıtım aşamaları. Serçe Kuş isimli öyküsünde Editör ne iş yapar sorusunu okuyuculara sormaktadır. Toplumumuzda editör basit bir okuyucu olarak görülmektedir Peter Ginna, editör için ‘’ Kitap aşının pişirilmesinde hayati bir role sahip olduğunu, ayrıca yazardan okura uzanan bir nakil hattı, köprü vazifesi gördüğünü aynı zamanda ikisi arasında iletişimi daha da akıcı kılan ‘bir tercüman” olduğunu söylemektedir. Gregory M. Britton, ise editör için “kitabın gerçek savunucusu’’ olarak tanımlamaktadır.
Editörler eserlere edebi bir makyaj vererek eseri üst seviyeye taşımaktadır.Orhan Duru; “öykü düş ister” demekte ve devamında gerçeküstücülük daha iyi ve güzel olanı anlatabilmek için çıkış noktasının düş olduğunu söyler. Gerçeküstücülükte mizah ve alay birleştiği vakit edebiyatta daha büyük önem kazanmaktadır. İşler, öykülerinde toplumsal gerçekçi teknik dışında kullanmış olduğu üstkurmaca yani gerçeküstücülük tekniği ile öykülerine ayrı bir zenginlik ve felsefi bir derinlik kazandırmıştır. Ayrıca öykülerinde kullanmış olduğu bu zengin yöntemler ile yeni öykü yazacak olanlar için yol gösterici niteliği taşımaktadır. Kitaba ismini veren öykü Dünya Kiracısı isimli öyküsünde ve diğer öykülerinde (Kum, Ala, Lisan-ı Kedi’nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir) bu deneysel türlere rastlamak mümkün.
İşler, öykülerinde mizahi anlatımıyla güldürürken gerçeküstü anlatımlarıyla okuyucusuna farklı bir bakış açısı sunmasının yanı sıra felsefi bir sorgulamaya davet etmektedir. Dünya Kiracısı isimli öyküsünde bütün hayatımızda kendimizi adadığımız, bağlı olduğumuz ve uğruna bütün ömrümüzü harcadığımız şeylerin(bir ideolojik düşünce olabilir yahut parasal arzularda olabilir) anlamsız olduğunu anlatmakta. Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar eserinden alıntılar yaparak Albay karakteri ile dünyada baskıcı bir düzenin kurallar bütünlüğüne karşı hayatı ciddiye almayan şakacı ve hayalperest bir karakter olan Hikmet karakterine benzer bir karakter ile anlatmak istediklerini ironik bir tarz ile gösteriyor.(‘’Bu dünya dönüyor. Yalnız da olsan, kalabalık da olsan, albay da, işsiz de olsan… Ne olursan ol, bu dünya dönüyor. Günler, aylar, yıllar, asırlar geçiyor. Her şeyden, her sıfattan, her tanımlamadan, her kisveden arınıp aynaya bakınca bakabilirsen, insan et ve kemik, kan, ruh… İşte o insan bu dünyaya bir gün bir yerinden katılıveriyor doğarak ve dönüp dolaşıp yine bu dünyadan ayrılmak için koşturup duruyor.) (Bu dünya soğuyacak, bu dünya elbette bir gün dönmekten bıkıp usanacak. Kim hangi evin sahibi, kim hangi evin kiracısı, neden geldik bu dünyaya neden koşturup duruyoruz, neden çalışıp didinip duruyoruz, herkes unutacak…)
E? öyküsünde ise bireyi toplumsal yönden ele almasının dışında psikoloji ve ruhsal (bireyin iç dünyasında yaşadığı sorgulama) açıdan ele almaktadır. İnsan gerçekliğini anlatma gayreti içerisinde bilinç akımı, iç konuşma gibi anlatım tekniklerini kullanarak karakterlerinin psikolojilerini yansıtır. Kalabalık insan yığınlarında bunalım, sıkıntı yaşayıp toplumdan dışlanarak yalnızlaştırılan insanı anlatıp okuyucunun kendisi ile hesaplaşmasını ve tüm yapay ayrımları bir kenara bırakıp, önyargılarından sıyrılarak önyargılarımızı bir kenara bırakmamız gerektiğini insanı gerçeklerle anlatmıştır.Muhammet Can Öykünün Genç Kuşağı: 2010 Sonrası Türk Öykücülüğü yazısında Doğukan İşlerden için; anlatıcı ve odaklanma tercihlerinde, senöyküsel anlatıcı, müdahil anlatıcı, insan dışı anlatıcı, öykü içi değişen anlatıcı ve anlatıcısız öyküler gibi farklı yönelimlere rastlanmaktadır… Öykülerde, kurgusal evrenin dışına çıkılarak okurla doğrudan iletişim kurulan müdahil anlatıcı kullanımları yaygındır. Modernist öyküler için bir kusur addedilen bu müdahaleler, postmodernizm ile farklı bir boyut kazanarak kurgunun parçası hâline gelmiştir.*
İşler (Öykü Yapım Çalışmaları, Rüya Kadar, Dünya Kiracısı), ironik ve alaycı bir dille yazdıkları öykülerinde konudan ziyade biçime odaklanmakta, öykü diline ve kurgusuna ‘oyunsu’ müdahalelerde bulunmaktadır.**
Sonuç olarak Doğukan İşler; öykülerinde kullanmış olduğu üst kurmaca ve deneysel metinler ile klişelere, tekrarlara, ezberlere ve dar kalıplara karşı çıkarak yenilikçi bir arayış ile kendi farklılığını oluşturmuştur. Böylelikle öykücülüğümüzde iz bırakarak günümüz Postmodern yazarlar arasında yer almaktadır.
Son olarak editörlük yapan İşler, bir röportajında işe giderken, iş yerinde, eve giderken ve evde hayatının her anının kitaplarla olduğunu söylüyor. Hayatının her hücresinde kitabı yerleştirerek yazarak, eserler üreterek edebiyata ve öyküye adanan ala bir kitap olmak üzere.
Dünya Kiracısı, Doğukan İŞLER / Dedalus Kitap, 2019, 96 sayfa
*Muhammet Can, Öykünün Genç Kuşağı: Son Dönem Türk Öykücülüğüne Genel Bir Bakış -Türk Dili Dergisi , Ekim 2023, Yıl:72 Say: 862
** A.g.e
Adnan Altundağ-Karıncafil Dergisi Sayı: 3