Öykü
Osman Temiz – Daha Fazla Arit’i Rahatsız Etmeyelim
Yalnızca bulutların arasından yarım yamalak parlayan yıldızların ışığının olduğu karanlık bir gecede, Arit, atının yemini verdikten sonra ahırın kapısını kapayıp saman balyalarına yaslandı. Evet, derin tasvirlerle dolu sıkıcı bir öykü olacak bu sevgili okur. Arit’in başına neler gelecek ben bile bilmediğim için ufak da bir heyecan var aslında içimde. Esasen Arit’in umurunda değil seninle benim ne düşündüğümüz. O bugün tarlada gördüğü güzel kızı düşünüyor. Yan köyden olmalı, bizim köyden değil diye düşündü. Şu an kafasında kızla evlendi bile. Üç de çocukları var, iki kız bir oğlan. Arit’in uzun zamandır hayalini kurduğu kasabanın kenarındaki iki katlı eve yerleştiler. O evi alacak parayı nereden buldular, onu ben de bilmiyorum. Muhtemelen Arit’e sorsak o da bilmiyordur. Ama hayal kurması bedava, onu
biliyor.
Tabi Arit bu planları kuruyor kafasında kurmasına ama, yazarın böyle sıradan bir hikaye anlatmaya hiç de niyeti yok. O yüzden sevgili Arit bu hayallerine hüzünlü bir elveda dilemek zorunda. Zira kendisini yorucu bir serüven bekliyor. Arit’in içi daraldı. Eline gaz lambasını alıp bir tur atacak köyün kenarında. Ne gereği var gecenin altında. Hele de sana böylesi bir yazar dadanmışken. Artık eşkıyalar mı kaçırır Arit’i, yoksa yanlışlıkla bir cinayete mi şahit olur, bilemiyorum. Ama dinlemiyor Arit. Evin kapısından çıktı bile. Ev halkını uyandırmak istemediğinden yavaşça kapattı kapıyı. Pek de saygılı çocuk. Sallana sallana yürüyor şimdi tozlu yollarda. Kerpiç evlerin duvarlarına vuruyor gölgesi. Bu esnada seni durdurmak zorundayım sevgili okur. Çünkü kafanda canlandırdığın yerle hiçbir alakası yok Arit’in köyünün. Sen belki büyüdüğün köyü, belki babanın köyünü, belki de bir ara yolunun düştüğü bir köyü düşünüyorsun kafanda. Ama Arit’in köyü başka.
Yamaçları kıpkızıl parlayan iki haşmetli dağın arasına kurulmuş bu köy. Arit’in dedesinin anlattığına göre çok eskiden büyük bir savaş kopmuş burada. Ama iki taraf da güç yetirememiş birbirine. Bir gün iki gün derken tam kırk gün birbirlerini kırmışlar iki dağ arasında. Sonunda Tanrılar dökülen kana o kadar sinirlenmiş ki, büyük bir yıldırımla mahvetmişler iki tarafı da. İşte o dökülen kanlar yüzünden kıpkırmızıymış o yamaçlar. Ben
demiyorum, Arit’in dedesi diyor. Bu arada Arit, küçük gezisini bitirmiş evine dönüyor sakin bir şekilde. Ben seninle oyalanırken Arit’le uğraşamadım maalesef. Ama Arit’i uyku tutmuyor. Hala bir şansımız var. Canı sigara çekti galiba. Ara sıra gizli gizli içiyor. Dedesinin odasından aşıracak yine. Kapıyı
yavaşça açtı. Pencerenin önündeki paketten bir sigara çekip usulca geri süzüldü. Biliyor ki kapı kapanırken gıcırdıyor. Pır pır atıyor kalbi. Yavaşça çekti kapıyı. Oh, ufak bir gıcırdamayla atlattı bu sefer. Dedenin uyanma ihtimali yok bu kadarcık gürültüye. Şimdi dış kapının yanındaki merdivenden çatıya çıkıyor. Gizli gizli sigara içeceğim derken tüm köye afişe edecek kendini. Görüyorsun, bazı şeylere benim bile gücüm yetmiyor sevgili okur. Arit yine bildiğini okuyor.
Kibritle yaktı sigarasını, keyif çatıyor şu esnada çatıda. Ben de yaktım artık sigaramı. Olacakları izliyorum. Arit yavaş yavaş kıpırdanmaya başladı. Bir ses geliyor kulağına, derin bir ses. Sigarasını bıraktı, ayaklarının ucunda yükselerek ileriyi gözetliyor. Ne olduğunu anlayamadı hala garibim. Ses yaklaşıyor yavaş yavaş. Gittikçe gürültüsü de artıyor. Doğudaki dağın olduğu yerden geliyor ses. Arit bir şeyler seziyor gibi uzaktan ama emin olamadı. Sisin arasından seçemiyor hiçbir şey. Ses de iyice arttı, yan evlerden de çıkanlar var. Ama hala kimse bilmiyor bu sesi neyin çıkardığın. Hikayenin tam burasında Arit’i antik çağlardan kalma bir ejderhayla baş başa bırakacaktım esasında. Köyü yanacak, krallığa doğru yola çıkacak ve
en sonunda geri dönüp ailesini yok eden ejderhayla yüzleşecekti biricik Arit’imiz. Ama inanır mısın bilmem sevgili okur, Arit’i bu rahat hayatından alıp böyle bir hikayenin içine atmaya el vermedi gönlüm. Bizim Arit’imiz akşama kadar çalışsın, akşamları dedesinden çaldığı sigaraları içsin. Yan köydeki hoşlandığı kızla evlensin, hatta o çok beğendiği iki katlı eve taşınsınlar. Her hikayede kahraman, kötülere karşı mücadele edip dünyayı kurtarmak zorunda değil ya. Bu da bizim hikayemiz olsun. Arit’imiz pek memnun olduğu hayatını yaşamaya devam etsin. Senle ben de ejderha doğrayıp dünyayı kurtarmadığımız sıradan hayatlarımıza dönelim. Daha fazla da Arit’i rahatsız etmeyelim. Adios!