Konuyla Alakalı
Cenaze Nakil Aracı Şoförüyle Röportaj
Biraz yaşamı eşelemek ve biraz da anlamın peşinde koşmak maksadıyla “konuyla alakalı” adlı bir röportaj serisi hazırlamak istedik. İlk konuğumuz cenaze nakil aracı şoförü Hamit Kılıç oldu. Cevapları için kendisine teşekkür ediyoruz.
Seni tanımayanlar için kendini tanıtır mısın?
Adım Hamit Kılıç. 37 yaşındayım. Evliyim. Dört çocuk babasıyım. Altı yıldır Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinde “Cenaze Nakil Aracı Şoförlüğü” yapıyorum
Bu işe nasıl başladın? Bu iş teklif edildiğinde ne düşündün?
Ben kendim istedim. Ölümü her gün hatırlamak istedim. Bir de bu işi severek yapıyorum. Sorsan işini sever misin? Evet.
Bu meslek hayalindeki meslek miydi?
Ben normalde iş makinesi operatörüyüm. Operatörlük yaptım. Fakat burada iş makinası operatörünün, hiçbir kıymetinin olmadığını fark ettikten sonra bıraktım. Çalışıyorsun fakat sana emeğinin karşılığını vermiyorlar. Özel veyahut devlet kurumunda olsun, emeğinin karşılığını alamayınca iş değiştiriyorsun. Bende sevdiğim Grayder operatörlüğünü bıraktım.
İnsanlara mesleğini söylediğinde aldığın tepkiler nasıl?
Garipsiyorlar. Ters davrananlar da var. Kimi de “Aman bizden uzak ol”, “Allah işimizi sana düşürmesin”, ”Yaptığın iş çok zor” kimi de “Bana bu kadar para teklif etseler, makam tekli etseler yapmam” diyenler var. Kimi de bize minnetle yaklaşıyor. Bunu illaki birinin yapması lazım.
“Artık sırtım yanıyor tabutları omuzlamaktan” diyen bir Ahmet Erhan var. Her gün tabut omuzlamak nasıl bir duygu?
Ağır. Ağır olan çalışma koşulları falan değil. Biz iki gün çalışıp iki gün dinleniyoruz. O iki gün dinlenme, stres atma dedikten sonra tekrar işe gidiyoruz. Her zaman “iyi ölümlere rast gelmiyoruz” Çeşitli ölümler rast geliyoruz. İntihar, kaza ve daha kötü ölümlerle karşılaşıyoruz. Ben bu işe başladıktan sonra her zaman Allah’a “dua ediyorum”. “İnşallah diyorum Allah tek parça halinde bana ölmeyi nasip etsin” Gördüğüm cenazelerden kaynaklı söylüyorum.
Sıra bize ne zaman gelecek diyor musun? Kim taşıyacak?
Evet diyorum. Her gün diyorum. Arkadaşlardan biri gelecek. Kim bilmiyorum.
Sabah kalktın, neşelisin işe başlar başlamaz ölümle karşılaşmak nasıl bir duygu ve nasıl başa çıkabiliyorsun?
Herhangi bir işi meslek edindikten sonra o duyguyu bir yere bırakıyorsunuz. Altı yedi yıldır bu mesleği yapıyorum. Her işe gittiğimizde illaki ölüm var. Urfa gibi bir yerde günlük 20-25 cenaze çıkar. Trafik kazaları, yoğun bakım. Normal ölümler falan. Etkiliyor tabi bizi. İşe gidinde daha bir neşeli gidiyoruz. Çoluk çocuğumuzun yanına gidiyoruz. İşe başlar başlamaz telefonalar çalmaya başlıyor. Yoğun bir şekilde ilçe, köy, şehir dışı hepsine gidiyoruz. Psikolojik olarak elbette yıpranıyoruz. Çünkü; insanız ve hepimiz öleceğiz. Her aldığımız cenazede “sıra bize ne zaman gelecek” diyoruz.
Karşılaştığınız ilginç olaylar oldu mu?
Şahsı da gördüm. Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde temizlik personeli olarak çalışıyor. Bir tek onun morga konulduğunu ve o esnada morgdan çıktığına şahit oldum. O hastane de de hala çalışıyor. Yok mezardan ses geldi dirildi, yok kalktı görmedim ama buna şahit oldum.
İntihar cenazeleriyle ilgili gözlemlerin var mı?
Ölümün her türlüsüne şahit olduk. İntiharı, iple asılma, namus davaları, kan davaları gördük. Özellikle “genç ölümleri bizi etkiliyor” Mesela biz Urfa gibi bir yerde bir günde 7 tane intihar cenazesi kaldırdık. Burası büyükşehir olsa da İstanbul’a kıyasla daha iyi durumda. Burada ekonomik şartlar, yeme içme daha ucuz olmasına rağmen intihar edenler var. Bir eve gittik.16 yaşında bir kız çocuğu. Telefon geldi. Polisi aradım. Sıra usulü çalışıyoruz. Sıra bende. Olay Eyyübiye bölgesinde yaşanmış. Eldivenlerimi taktım. Ceset torbasını aldım. İçeriye girdim. Polis arkadaşa “cenaze nerde” diye sordum. “İkinci katta” dedi. Yukarı çıktığımda sağlık personelinin gördüklerinden etkilenmiş olsa gerek başını iki kolunun arasına koyup ağlıyordu. Çok etkilenmişti. Aklımdan çıkmıyor.
Ölüm hakkında ne düşünüyorsun?
Ölüm hepimizin meselesi. İnsanoğlu doğar, büyür ve ölür. Bu yaşamın sonunda biliyoruz ki hepimiz öleceğiz. Öleceğiz biliyoruz ama ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz.
Son olarak ne demek istersin?
Azrail bazen çok çalışıyor. Yoruyor bizi.
Hazırlayanlar: Veysel Çetin & İbrahim Tekpınar